17 Mayıs 2013 Cuma

cansu merhaba

neler oldu bir bilsen. hatırlıyor musun bilmiyorum, senin eski evdeydik, saat oldukça geçti her zamanki gibi, üç kabak olmaz kaç kabak olur oynuyorduk. evdeki kameralara dönmüştük sonra, sen sağ elini havaya kaldırıp, bacağına vurarak "sesi almıyor kankası merak etmeyin" diyebilmiştin. neolducanınızsaoulsun'la aynı gün olabilir. bilmiyorum ama o günlerden biriydi. sizinle o kadar yoğundum ki, işimden ne kadar nefret ettiğimi, nasıl kendime bunu yapabildiğimi, neyin beni buna ittiğini düşünmeyi bırakmıştım. gün her şekilde bitecek, akşam diz dize otururuz diye düşünüyordum çünkü. kendime zarar vermeyi bırakmıştım kısaca.

şimdi tam ters istikametteyim, gözleri biraz bulutlu olanlar, kıyısından köşesinden azıcık şiir okuyanlar, uçurumu çoktan anlamış olanlar beni görse, "aa ateşlere yürüyor" diyebilirler.
insanın maruz kaldıkları bazen yüzyılları şimdinin içine çökmeye zorlayabilecek kadar güçlü olabiliyor. biliyorsun. bu benim zamanım ve yaşadığım için hiç heyecanlı değilim. cansu çok sıkılıyorum lan, hergün boka batırıyorum kendimi, günleri başlamadan bitiriyorum. çok saçma lan. biz niye böyle bebeler olduk. başkent bebeleri bizi, ayşe, nazlı, cansu, kaybede kaybede birbirimizi bulduk sıçmıkistanbulda. biz niye böyle insanlarız ?


cansu. bugün, bir kapıya bakıp ağlayan bir insanla beraberdim. üzerine konuştuk. evet ciddiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder